İçindekiler
Dünya genelinde her 100 kişiden 20’sinde görülen misophonia, Türkçesiyle mizofoni ya da misofonya, pek çok kişi için hayatı zorlaştırmaktadır. Daha çok kulak hassasiyeti olan bu psikolojik ve nörolojik rahatsızlığın evreleri ve tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu yazımızda misophania hakkında ihtiyacınız olan tüm bilgileri paylaşacağız.
Mizofoni bazı seslere karşı tahammülsüzlük veya aşırı hassasiyet ile özdeşleştirilen işitsel duyarlılık durumudur. Örneğin, insanlar için rahatsız edici olmayan ya da önemli gibi görünen seslere karşı mizofonik kişiler aşırı tepki gösterirler. Bu sesler günlük hayatta sıklıkla duyulan sesler olsa da bu rahatsızlığa sahip kişilerin tahammül seviyesi oldukça düşüktür. Yemek yeme sesleri, klavye tıklamaları, ayak sesleri ya da solunum sesleri dahi mizofonik kişileri tetikleyebilir.
Yukarıdaki tanımımızı okuduktan sonra acaba bende de misophonia var mı diye düşünmüş olabilirsiniz. Ancak sese karşı her hassasiyeti olan kişi mizofonik değildir. Eğer seslere karşı fiziksel veya duygusal tepkileriniz ortaya çıkıyorsa bir uzmana danışabilirsiniz. Daha detaylı aktarmak gerekirse; mizofonik kişiler seslere karşı aşırı hassasiyet duymalarından dolayı günlük aktivitelerini gerçekleştirmekte zorlanırlar ve duygusal veya fiziksel tepki verebilirler.
Misofonya belirtileri kişiden kişiye değişebilir. Ayrıca, bu belirtilerin dereceleri de kişiden kişiye değişiklik gösterir. Genellikle belirli seslere karşı aşırı hassasiyet durumu olarak tanımlanan misophonia, birkaç farklı belirtiye sahiptir. Belirtileri aşağıdaki gibi gruplandırabiliriz:
Duygusal Tepkiler: Misofonya bozukluğu olan kişiler, tekrar eden veya belirli tonda olan seslere maruz kaldıklarında duygusal tepki verebilirler. Örneğin mısır patlama sesine karşı hassasiyeti olan bir kişi öfkelenebilir, gerilebilir, çaresizlik hissedebilir veya aşırı tepki gösterebilir.
Fiziksel Tepkiler: Bu rahatsızlığa sahip olan kişiler, belirli seslere maruz kaldıktan sonra hızlı kalp atışı, titreme, terleme, baş ağrısı, kas gerginliği gibi belirtiler gösterebilirler.
Dikkat Odaklanması: Mizofoni, kişilerde odaklanma sorununa sebep olabilir. Örneğin mizofonik bir kişiyseniz sesler konsantrasyonunuzu etkileyebilir ve yapmanız gereken işleri tamamlayamayabilirsiniz.
Kaçınma Davranışları: Sese karşı aşırı hassasiyet gösteren kişiler genellikle belirli seslere maruz kalmamak için bu seslerden kaçınma yollarını bulurlar. Örneğin bu rahatsızlığa sahip kişiler sosyal etkinliklerden kaçınabilir, kulağını tıkayabilir veya belirli ortamlardan uzak durabilir.
Stres ve Anskiyete: Mizofoni belirtileri arasında kişilerin sergiledikleri stres ve anksiyete düzeyleri de yer alır. Kişiler belirli seslere karşı duydukları rahatsızlık dolayısıyla yüksek stres veya anksiyete seviyesine sahip olabilir. Dolayısıyla bu durum da kişilerin yaşam kalitesini olumsuz bir şekilde etkileyebilir.
Sosyal İzolasyon: Misophonia hastalığı kişilerin sosyal etkileşimlerini etkileyebilir. Bu kişiler belirli sosyal ortamlardan veya etkinliklerden kaçınacağı için mizofonik kişilerin sosyal hayatlarını olumsuz etkilenebilir.
Hastalığın belirtilerini ortaya çıkaran seslerden bazılarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Misophonia ilk duyulduğunda kulağa ilginç gelen bir hastalık olabilir. Ancak, toplumun %20’sinde gözlemlenen bu rahatsızlık için toplumsal farkındalık oluşturulması gerekmektedir. Eğer bu yazıyı okuyorsanız size düşen bir görev var! Çevrenizi bu işitsel duyarlılık durumu hakkında bilgilendirmeli, toplumsal farkındalığı artırmaya çalışmalısınız. Çevrenizde mizofonik kişiler varsa onlara karşı empati ile yaklaşmalı, kimi zaman yaşanabilecek iletişim problemleri veya öfke patlaması durumlarına hazırlıklı olmalısınız. Daha iyi açıklayabilmek için mizofoni rahatsızlığına sahip olan kişilerin deneyimlediği evreleri aşağıdaki gibi listeledik:
Misophonia nedeni tam olarak anlaşılamamış psikolojik ve nörolojik rahatsızlıklardan biridir. Ancak, bu hastalığa sebep olan bazı faktörlerin olduğu görülmüştür. Misofonya bozukluğu faktörlerini aşağıdaki gibi gruplandırabiliriz:
Genetik faktörler: Mizofoni genetik yatkınlığın etkileyebileceği bir durum olabilir. Araştırmalara göre aile üyelerinde misophonia rahatsızlığı belirtileri olan kişilerin, bu hastalığa sahip olma durumlarının daha yaygın olduğunu gösteriyor. Bu rahatsızlığa sahip olan kişilerin beyninde işitsel duyarlılık ve işleme alanlarında farklılıklar olabileceği düşünülüyor.
Seslerin işleme biçimi: Mizofonik kişilerin beyninde işitsel işleme mekanizmalarında bir aksaklık veya aşırı tepkiye sebep olan bir hassasiyet olduğu düşünülüyor. Bu durum da dolayısıyla kişinin bazı seslere karşı daha güçlü tepki vermesine yol açabiliyor.
Çevresel etkenler: Kişi bazı travmatik deneyimlerini seslerle ilişkilendirebilir. Dolayısıyla bu seslere karşı mizofonik kişide bir hassasiyet oluşabilir. Sonuç olarak, çevresel faktörler bu rahatsızlığın gelişmesine etkili olabilir.
Eğer seslere karşı aşırı hassasiyetiniz varsa mizofoni testi yaptırabilirsiniz. Bu testler sizin seslere karşı olan hassasiyetinizi ve mizofoni belirtilerinizi değerlendirmek amacıyla kullanılır. Ayrıca, yalnızca bir psikolog veya profesyonel bir sağlık uzmanı bu testi yapabilir. Test sırasında kişiye çeşitli sorular sorulur ve ses örnekleri dinletilir. Testin sonucunda hastalığın varlığı veya şiddeti belirlenmiş olur.
İnternet her alanda olduğu gibi bu haftalıkta da bilgi kirliliği oluşturabiliyor. İnternet ortamında çevrimiçi yapılan testler olsa da bu test sonuçlarına göre hareket etmemenizi öneriyoruz. Çünkü çevrimiçi yapılan testlerin herhangi bir teşhis koyma amacı bulunmuyor.
Uzman eşliğinde yapılan testler ise belirli seslere ya da daha da önemlisi ses kategorilerine karşı tepkileri ölçer. Dolayısıyla mizofoni hastalığı uzman eşliğinde yapılan testler ile tespit edilebilir. Eğer yukarıdaki başlıklarda belirttiğimiz şekilde sese karşı hassasiyetiniz varsa uzman psikologlarımızdan onlinepsikolog.com üzerinden randevu alabilir, daha iyi hissetmek için bir adım atabilirsiniz.
Misofonya bozukluğu verileri değerlendirildiğinde aşağıdaki özellikler toplanmıştır:
Misofonya tedavisi ile kişilerin seslere karşı aşırı hassasiyetini azaltmak, duygusal tepkilerini yönetmek ve yaşam kalitelerini artırmak hedeflenir. Aşağıda misophonia tedavisi için kullanılan yöntemlerden bazılarını listeledik:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bu yaklaşım, mizofoni tedavisinde sıklıkla kullanılır. Terapi süresince terapist bireyin düşünce kalıplarını, tepkilerini ve davranışlarını değerlendirir. Değerlendirme sürecinin ardından etkili ve sağlıklı başa çıkma stratejilerini danışanı ile paylaşır.
Ses Terapisi: Bu yöntem ile terapist, sese karşı hassasiyeti olan danışanını belirli seslere kontrollü bir şekilde maruz bırakır. Tedavi süresince danışanın seslere karşı toleransı artar, verdiği aşırı tepkiler zamanla azalmaya başlar.
Duyusal Entegrasyon Terapisi: Bu terapi ile, sese karşı aşırı hassasiyeti olan bireylerin tepkilerini yönetebilmesi ve duyusal uyaranları daha iyi işleyebilmesi amaçlanır. Terapi sonunda mizofonik kişiler seslerle ilgili duyusal uyaranları daha etkili bir şekilde düzenleyebilir.
Stres Yönetimi: Misophonia teşhisi konulmuş kişiler yukarıda saydığımız terapi yöntemlerine ek olarak stres yönetimi ve gevşeme teknikleri ile ilerleme kaydedebilirler. Derin nefes alma, meditasyon veya kas gevşetme teknikleri, kriz anında rahatlama ve sakinleşme sağlayabilir.
Misophonia İlaç Tedavisi: Her danışanda olmasa da bazı durumlarda ilaç tedavisi gerekli olabilir. İlaçlar depresyon, öfke veya anksiyete belirtilerini hafifletmek amacıyla kullanılabilir.
Unutmayalım ki her hastalıkta olduğu gibi mizofoni de kişiye özgü terapi veya tedavi yöntemleri barındırır. Size özel tedavi yöntemleri için uzman psikologlarımızdan randevu alabilir, hemen seanslarınıza başlayabilirsiniz.
Yukarıda belirttiğimiz noktaları özetleyecek olursak;
Mizofoni testi, sese karşı hassasiyeti olan kişiye sesler dinletilerek ve sorular sorularak yapılır. Test sonucunda kişiye uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Her hastalıkta olduğu gibi, mizofoni hastalığı da tedavi edilmediğinde ilerleme gösterir. İlk aşamada hafif rahatsızlıklar ve fazla aşırı olmayan tepkiler barındırırken, tedavi edilmediğinde kontrol edilemeyen öfke, anksiyete veya stres gözlemlenebilir.
Dünya genelinde her 100 kişiden 20’si mizofoni ile farkında veya farkında olmadan mücadele etmeye çalışıyor. Bu hastalık genellikle tek görülür. Ancak bazen hastalığa OKB (obsesif kompulsif bozukluk) veya depresyon eşlik edilebilir. Ayrıca, yapılan gözlemlere göre 9-13 yaş aralığında bu rahatsızlığa yakalanan kişilerin genellikle az konuşan insanlar olduğu görülmüştür.
Wu ve arkadaşları tarafından 2014 yılında geliştirilen Mizofoni ölçeği, hastalığın semptomlarını ve tetikleyici sese karşı hastanın geliştirdiği duygu ve davranışları ölçer.