İçindekiler
Tripofobi; kişinin farklı biçimlerdeki delik görüntülerini gördüğünde korkması veya hoşnut olmaması olarak ifade edilebilmektedir. Bu uyaranlar tripofobik kişiye hoşnutsuzluk veya korku hissi verir. Bu delikli nesneler; genel olarak tehlikeli olmayan, zararsız gibi görünen yuvarlakların veya birbirine yakın deliklerin meydana getirdiği kümeler olarak karşımıza çıkabilmektedir.
Tripofobiyi tetikleyen faktörler kapsamında en bilinen uyaran ise çilektir. Çileğin üzerinde bulunan küçük delikler, tripofobik bireyde hoşnutsuzluk, korku, endişe veya iğrenme gibi hisler uyandırabilmektedir.
Tripofobi, insanlarda farklı tepkilerin oluşum göstermesine neden olabilir. Bu tepkiler; mide bulantısı, kaygı, ciltte kaşınma ve panik atak hissi olarak görülebilir. Bu durumla birlikte tripofobik bireylerin hoşnut olmadıkları görüntüler de birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Nar, çilek veya peynirde bulunan deliklerden dahi rahatsızlık duyulabilir. Kimisi ise bu bahsetmiş olduğumuz basit nesnelerden rahatsızlık duymamaktadır. Fakat bir kurbağanın sırtındaki şekillerden veya bir yılan derisinden rahatsızlık duyabilmektedir.
Benekli zehirli hayvanlar, yaralar gibi durumlara gösterilen tiksinme davranışı; insanları hastalık ve mikroplara karşı koruyabilmektedir. Bu iğrenme, tehlikeli ve rahatsız edici durumlardan insanların uzaklaşabilmesini sağlamaktadır. Bahsetmiş olduğumuz bu durum, delik korkusu sebebi olabilmektedir. Bir diğer neden ise tripofobiyi etkileyen tetikleyici görsellerin yüksek kontrastlı enerjinin bulunmasıdır.
İnsanda korku duygusunu uyandıran delikli ve çatlak desenler, bilinçsiz bir şekilde zehirli bitki ve hayvanların görünümünü dahi andırabilmektedir. Örneğin bir nilüfer çiçeğinin açık- koyu zıtlıkları, zehirli kurbağaların ya da yılanların derisine benzetilmektedir. Yüksek kontrasta sahip görseller görüldüğü zaman aynı korku ve tiksinti durumu görülebilir. Bunların dışında yılan ve eşek arısı tarafından sokulma gibi olumsuz deneyimler, tripofobi yatkınlığını arttırabilmektedir.
Tripofobi, genel olarak kadınlarda daha fazla görülen bir durumdur. Bunun yanı sıra, tripofobinin kesin prevalansı hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Dijital mecralarda, sosyal medya platformlarında ve çeşitli internet sitelerinde bu rahatsızlıktan mustarip olan insanların bulunduğu pek çok grup mevcuttur. Bu gibi gruplarda yer alan binlerce kişi; tripofobi ile ilgili yayınlanmış makaleler, konu ile ilgili hazırlanmış videolar ve görseller paylaşmaktadır.
Tripofobi, dünyaca ünlü bir korku dizisi ile gündeme gelmiştir. “American Horror Story” adlı bu dizide; mercan, arı kovanı, yüzlerde kümelenmiş olan deliklere ve benzer görünümlere karşı tripofobik uyaranlar geliştiren bir karaktere yer verilmiştir. Bu durumla birlikte de insanlar bu yönde daha fazla bilinçlenerek rahatsızlık duydukları durumlar hakkında bilgi sahibi olmuşlardır.
Tripofobi, her ne kadar toplumda yaygın bir şekilde bulunan rahatsızlık olsa da Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’ na göre gerçek bir fobi olarak değerlendirilmemiştir. Tripofobi rahatsızlığının bir fobi olarak kabul edilip edilmeyeceğine dair pek çok farklı tartışma ve araştırma gerçekleştirilmiştir.
Tripofobi, bir dizi nesne veya kalıp tarafından tetiklenebilmektedir. İnsanlarda görülen bu rahatsızlığın genel olarak kümeler halinde bulunan düzensiz delikler tarafından tetiklenebildiği görülmektedir. En sık rastlanılan tripofobiyi tetikleyen faktörler şu şekilde listelenebilir:
Nasıl Tedavi Edilir?
Tripofobiyi tetikleyen herhangi bir desen, resim ya da nesnenin görülmesi ile birlikte tripofobi belirtileri ortaya çıkmaktadır. Tripofobi belirtileri, kişiden kişiye değişkenlik gösterebilmektedir. Çünkü bu rahatsızlığında herkese yansıyış şekli farklı olabilmektedir. Yaygın bir şekilde görülen tripofobi belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Delik korkusu rahatsızlığı olan bir kişide yukarıda bahsetmiş olduğumuz belirtilerin tamamının görülmesi şart değildir. Her kişide farklı semptomlar gelişebilmektedir. Özellikle delikli, tümsekli, tekrarlayan desenler içeren görüntülere karşı gelişen normal dışı semptomlar, tripofobi ihtimalini güçlendiren durumlardır.
Tripofobi, son yıllarda sıkça rastlanılan bir rahatsızlıktır. Tripofobi teşhisi, belirtiler göz önünde bulundurularak yapılabilir.
Yapılan bazı çalışmalarda çocuklar ve yetişkinlerde herhangi bir derecede tripofobi bulunma olasılığının % 17 oranında olduğu görülmüştür. Fakat bu yüzdeliğin büyük bir kısmında rahatsız edici ve normal dışı semptomlara rastlanmadığı görülmüştür. Bir kişide tripofobi rahatsızlığının bulunup bulunmadığını teşhis edebilmek için bir psikiyatri uzmanının durum hakkında değerlendirme yapması gerekir. Psikiyatri tarafından yapılan durum değerlendirmesinin ardından tripofobi teşhisi kolaylıkla gerçekleştirilebilir.
Tripofobi rahatsızlığında tedavi gerekliliği, hastanın yaşadığı semptomlara ve bunların kişiyi ne denli etkilediğine bağlı olarak belirlenir. Yaşanan delik korkusu belirtileri, günlük yaşamı olumsuz bir şekilde etkileyecek düzeyde ise tripofobi tedavisi gerçekleştirilebilir. Çünkü bu rahatsızlığın neticesinde kişiler, belirli aktivitelere dahi katılamayabilir. Hayattan zevk alamama durumuna neden olacak düzeyde olabileceği de bilinmektedir. Bu gibi durumlarla karşılaşılıyorsa maruz kalma terapileri gibi diğer fobilerde uygulanan tedavilere başvurmak mümkündür.
Maruz kalma terapileri gerçekleştirilirken, kişi fobinin tetikleyicileri ile başbaşa bırakılır. Amaç, alışmaktır. Maruz kalma tedavilerinde genel olarak terapi yapılırken kullanılması gereken bazı nefes ve gevşeme egzersizleri de kişiye öğretilir. Sonrasında ise delikli ya da desen kümeleri içeren nesnelere ilişkin fotoğraflar ya da videolar kişiye gösterilmektedir. Belirli bir rahatlık evresine ulaşıldıktan sonra nesnelerin tutulması veya yüzeylere dokunulması durumu hedeflenir.
Birçok psikiyatrik rahatsızlıkta bilişsel davranışçı terapiler tercih edilmektedir. Bu tedaviler ile tripofobi tetikleyicilerine karşı oluşum gösteren algıların ve tepkilerin süreç içerisinde değiştirilmesi hedeflenir. Farklı psikolojik rahatsızlıkları da bulunan kişilerde bilişsel davranışçı terapi önemli fayda sağlayabilmektedir.
Tripofobi, yüzeylerde mevcut olan çoklu boşlukların kişiyi rahatsız etmesi durumunu açıklayan bir kavramdır. Tripofobi, en basit ifadeyle delik korkusu olarak tanımlanmaktadır. Kişiye hoşnutsuzluk hissi veren bu durum, tehlikesi olmayan delikli kümeler şeklindedir.
Delik korkusu bulunan kişilerde bu yönde görülen belirtilerin de değişkenlik gösterebildiği söylenebilir. Rahatsızlığın düzeyi bu noktada önemli bir faktördür. Tripofobi belirtilerini yoğun bir şekilde hissediyorsanız ve bu durum sizin yaşamınızı etkileyebilecek bir düzeye ulaştıysa psikiyatri desteği alarak bu yönde olumlu bir adım atabilirsiniz. Çünkü tripofobi, teşhisi yapıldıktan sonra bazı tedavi yöntemleri kullanılarak giderilebilecek bir rahatsızlıktır.
Maruz bırakma terapisi, fobiler içerisinde bilinen en etkili tedavi yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkar. Maruz bırakma terapisi, tripofobiye de iyi gelmektedir.
Tripofobi rahatsızlığının sonradan edinilmiş bir korku durumu olmadığı bilinmektedir. Doğuştan gelen bir içgüdüsel rahatsızlık olabildiği söylenmektedir.
Tripofobi, kişinin yaşamını olumsuz bir şekilde etkileyebilecek bir düzeye ulaşabilir. Bu gibi durumların yaşanmaması adına rahatsızlığın fark edildiği durumlarda vakit kaybetmeden psikiyatri desteği alınabilir. Uygulanan çeşitli tedavi yöntemleri ile birlikte tripofobi rahatsızlığının iyileştirilmesi durumu söz konusudur.