İçindekiler
Histrionik kişilik bozukluğu olan kişilerde bilişsel, işlevsel ve duygusal bozukluk durumları gözlemlenir. Kişinin yaşadığı olayları veya duyguları abartılı bir şekilde karşı tarafa aktarması, ilgi odağı haline gelme çabası gibi durumlar görülür. Bilişsel bozukluk ve işlevsel bozukluk gibi olumsuz faktörlerden dolayı kişilerin yaşantısı da büyük ölçüde etkilenir.
Histrionik kişilik bozukluğu olan kişilerin insan ilişkileri ise yüzeyseldir. Bulundukları ortama uyum sağlamak isterler. Bu kapsamda ortamın şartlarına ve beklentilerine uygun bir şekilde davranış göstermeye çaba sarf ederler.
Histrionik bozukluk, nevrotik hastalıklar içerisinde yer alır. Halk arasında ise pek fazla bilinmeyen ve anlamlandırılmayan bir rahatsızlık türüdür. Çoğu zaman bu hastalığın belirtileri depresyon olarak da nitelendirilir.
Amerikan Psikiyatri Birliği bu rahatsızlığın gençlik döneminde başladığını ifade eder. Aşırı duygusallık, dikkat çekme isteği ve çevresi tarafından taktir edilme ihtiyacı sonucunda bu kişilik bozukluğunun ortaya çıktığı söylenmektedir.
Histrionik bozukluk belirtisi olan kişiler, olaylar karşısında bilişsel çarpıtmaya dayalı tepkilerde bulunur. Bu kişiler, olayları çok olumlu veya çok olumsuz bir şekilde yorumlamaktadır. Temel hedefleri ise karşılarında bulunan kişileri etkileyerek çarpıcı bir görünüm oluşturmaktır. Histrionik kişilik bozukluğu olan kişiler, rol yapmaktan hoşlanırlar ve abartılı davranışlar sergilemek isterler.
Histrionik kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının ilgilerini ve muhabbetlerini çekmek isterler. Hedeflerine ulaştıkları zaman neşeli, canlı, sevgi dolu olurlar. Grubun odak noktası oldukları sürece iletişimleri ve ilişkileri son derece kuvvetli olur. Cinsel anlamda uygunsuz davranışlar sergilemeleri ise muhtemeldir. Duygularını etkileyici bir şekilde dışa vurmak isterken istemedikleri görünüme bürünebilirler. Bu kapsamda ise Narsist kişilik bozukluğu da gözlemlenebilmektedir.
Bu kişilik bozukluğuna sahip olanlar, kendi kişisel durumlarını gerçekçi olarak değerlendirmek istemezler. Karşılaştıkları güçlükleri abartma ya da dramatize etme eğiliminde olurlar. Kolay bir şekilde sıkılabilirler. Bundan dolayı çok sık iş değiştirebilirler ve hayal kırıklığıyla baş etmek zorunda kalabilirler. Yenilik ve heyecan arzuları vardır. Bundan dolayı tehlikeli ve sonucunun olumsuz olacağı bir çok duruma yönelebilirler. Bu bahsetmiş olduğumuz durumların sonucunda ise büyük depresyon durumları ortaya çıkabilmektedir.
Histrionik kişilik bozukluğu belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Histrionik bozukluğa yol açan çeşitli faktörler vardır. Fakat bu faktörlerin ne olduğuna dair tam bir tespit yapılmamıştır. Uzmanlar, bu rahatsızlığa çevresel ve genetik faktörlerin neden olabileceğini belirtmektedir.
Nevrotik hastalıklar incelemelerinde öncelikle kişinin aile ortamı ve ebeveyn tutumları gibi durumlara yoğunlaşılmaktadır. Histrionik kişilik bozukluğu örneklerine bakıldığı zaman ebeveyn tutumlarının büyük rol oynadığı görülür. Kişinin abartılı ve gerçek dışı davranışlarının altında yatan nedenin çocukluk dönemine kadar uzandığı görülür. Ebeveynlerin ihmalkar davranışlarından dolayı çocuklarda histrionik kişilik bozukluğu rahatsızlığının oluşum göstereceği görülmektedir. Çünkü ebeveynlerin çocuklarına karşı ilgisiz tavır sergilemeleri, çocuğun duygularını ifade edememesine neden olmaktadır. İlerleyen dönemlerde ise kişi, duygularını ifade etmekte güçlük çekebilecek ve abartılı ifadeler kullanmaya kendisini şartlayacaktır.
Histrionik kişilik bozukluğunun genetik faktörlerden dolayı da ortaya çıktığı söylenir. Bazı uzmanlara göre bu rahatsızlık, dışadönüklük ve duygusallık özelliklerinden dolayı oluşum gösterebilir. Dışa dönüklük özelliğinin aşırı bir hal alması, kişide heyecan arayışı ve gerginlik gibi duyguların oluşmasına yol açmaktadır. Duygusallık ise depresyon ve içe dönük olma şeklinde ortaya çıkabilecektir.
Aile içerisinde var olan huzursuzluk, iletişim bozuklukları, hastalıklaar gibi olumsuz faktörler; çocuğu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu gibi durumlar da histrionik kişilik bozukluğu rahatsızlığının çevresel faktörler ile oluşum gösterebileceğine örnektir.
Histrionik kişilik bozukluğu olan hastalar, bulundukları ortamda dış görünüşleri ile ilgi çekmektedir. Heyecanlı ve etkileyici olarak görülürler. Ancak bulundukları ortamda yaptıkları manipülatif davranışların bilincinde değillerdir. Bu bahsetmiş olduğumuz davranışları ilgi çekme isteği doğrultusunda içgüdüsel olarak yaparlar.
Histrionik bozukluk belirtilerini gösteren veya bir uzman tarafından teşhisi konulan kişilerin davranışlarının bir rahatsızlık sonucunda ortaya çıktığının bilincinde olmak gerekir. Bu yönde verilecek tepkilerde keskin ve sert bir yaklaşım benimsenmemesi gerekir.
Bu hastalar, ilgi çekme amacı gütmektedir. Bundan dolayı davranışlarına karşı kayıtsız kalınmamalı ve bu kişiler yok sayılmamalıdır.
Duygusal olarak her daim güçlü görünmeye çalışan bu kişiler, en ufak bir depresyon halinde ise yıkılabilirler. Uzun süreli ağlama nöbetleri dahi geçirmeleri muhtemeldir. Duygularını açık bir şekilde ifade edebilecekleri anlar oluşturmak, onların kendilerini daha iyi bir şekilde ifade etmelerini kolaylaştıracaktır.
Histrionik kişilik bozukluğu olan kişiler, dikkati üzerine çekme amacı güderler. Olayları büyütürler ve dramatize etme eğiliminde olurlar.
Borderline kişilik bozukluğu ve narsist kişilik bozukluğu ile karıştırılması muhtemel bir rahatsızlıktır. Fakat Borderline kşilik bozukluğu olan kişilerde boşluk hissi, kendine zaraar verme düşüncesi görülür. Bu noktada histrionik kişilik bozukluğuyla ayrıştırılmaktadır. Narsist kişilik bozukluğu ise kişinin üstün oluşunun onayı olarak övgü beklentisine girmesidir.
Pek çok hastalığın teşhis edilmesinde çeşitli testler kullanılır. Histrionik kişilik bozukluğu testi ise bulunmamaktadır. Bu rahatsızlığın teşhis edilebilmesi için herhangi bir histrionik kişilik bozukluğu testi mevcut değildir. Hastalar, belirtilere yoğunlaşarak bu rahatsızlığın olduğuna dair şüphe duyabilir. Bu rahatsızlığın belirtilerini gösterdiğinden şüphe duyan biri, uzmana görünebilir. Hastalığın teşhisinin yapılması için uzman kontrolünde hareket edilmesi gerekir.
Histrionik kişilik bozukluğu genel olarak stabil bir şekilde seyretmektedir. Fakat bu rahatsızlığa eşlik eden diğer psikiyatrik tanılar, seyri kötüleştirebilmektedir. Yaş ilerledikçe ise bu rahatsızlıkta yumuşama ve iyileşme durumu gözlemlenebilir.
Histrionik kişilik bozukluğu tedavisinde en önemli tedavi tekniğinin psikoterapi olduğu kabul edilir. Hastalarda terapi süreci genel olarak zorlayıcı olabilmektedir. Bunun sebebi ise hastanın kendisini doktora anlatma konusunda açık ve net olmamasıdır. Bu rahatsızlığı bulunan kişiler genellikle doktora karşı dürüst olmayı istemezler.
Terapi sürecinde doktorun hasta ile iyi bir şekilde iletişim kurması önem teşkil eder. Karşılıklı güvenin sağlanması tedaviyi olumlu etkileyecektir. Hasta, güvenli hissettiği ortamda dürüst olabilecektir.
Hastaya cesaretlendirici, güven verici ve tehdit unsurlarının bulunmadığı bir tedavi uygulanmalıdır. Verilen psikoterapi ile duygusal yönden yaşanan rahatsızlıklar azaltılabilecektir. Hastanın özgüveni de bu doğrultuda artış gösterecektir.
Psikoanalitik- psikodinamik tekniklerin ve bilişsel terapilerin uygulanması da sürece yarar sağlayacaktır. Grup terapilerinin de bu yönde olumlu sonuçlar elde edilmesine katkı sağlayacağı bilinir.
Histrionik kişilik bozukluğu tedavisi, kişiye birçok fayda sağlayacaktır. Kişinin bilişsel, işlevsel ve duygusal bozuklukları giderilebilecektir. Bu tedaviyle krizlerin yatıştırılması, kişinin davranışlarının dengelenmesi, toplumsal uyandırmanın sağlanması ve kişinin ruhsal açıdan olgunlaşması amaçlanır.
Histrionik kişilik bozukluğu, dramatik bir kişilik bozukluğu olarak bilinmektedir. Abartılı bir duygusallık ve dikkat arayan davranışların örüntüsü şeklindedir. Bu rahatsızlık, kişilik bozukluklarının B kümesi içinde sınıflandırılmaktadır. B kümesi kişilik bozukluklarında ise genel olarak dramatik, heyecan verici, düzensiz ya da uçarı kişilikler gözlemlenir.
Histrionik kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler genel olarak ilgi çekici, manipülatif, dürtüsel ve canlı olarak karakterize edilmektedir. Bu kişiler, bulundukları ortamın en iyi olmayı amaçlar. Her daim ön planda olmayı ve insanların ilgi odağında bulunmayı isterler. Fakat bu durum çoğu zamanlarda ortamda bulunan kişiler tarafından kabul edilmemektedir. Bu gibi durumlarda rahatsızlığı bulunan kişiye daha ılımlı bir yaklaşım sergilenmeli ve terapi desteği alabilmesi için yönlendirilmelerde bulunulması tavsiye edilir.
Bir kişilik bozukluğunun kesin bir şekilde teşhis edilebilmesi için muhakkak bir uzmana başvurmak gerekir. Fakat belirtilerine odaklanılarak teşhis edilme durumunu kolaylaştırmak mümkündür.
İlgi odağı olmadığında rahatsızlık duyma, kışkırtıcı davranışlar, sığ duygular, belirsiz konuşmalar, dramatik ve abartılı ifadeler histrionik kişilik bozukluğunun belirtilerinden bazılarıdır.
Histrionik kişilik bozukluğu kalıcı değildir. Doğru bir tedavi yöntemiyle bu rahatsızlığın belirtileri ortadan kaldırılabilir.
Histrionik kişilik bozukluğuna sahip olan hastalar, iş hayatında drama ve dikkat çekmeye yönelik davranışlarıyla ilgi çekerler. Bundan dolayı da çeşitli zorluklar yaşarlar. Uygun tedavi ve destekle birlikte bu gibi belirtileri yok etmek mümkündür.