< Geri
İçindekiler
Anı yaşamak olarak bilinen Carpe Diem, Türkçe’ de “günü yakala” olarak tanımlanmaktadır. Bu felsefe, milattan 23 yıl öncesine dayanmaktadır. Carpe Diem felsefi akımı, Romalı şair Horatius’ un yazdığı bir eserin dizelerinde geçmektedir. Anı yaşamak anlamına gelen bu felsefe, pek çok insanın yaşayış tarzını etkilemektedir.
Son zamanlarda Carpe Diem insanlar tarafından sıkça kullanılan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Fakat bu kavram, asıl anlamından uzak bir şekilde kullanılıyor. Carpe Diem felsefesi hakkında doğru bilgiye sahip olmayan kişiler, anı yaşamak kavramını boşvermişlik olarak yorumlayabiliyor. Oysaki bu felsefenin boş vermişlik, umursamazlık gibi kişinin hayatını olumsuz bir şekilde etkileyebilecek durumlarla bağlantısı bulunmamaktadır.
Carpe Diem kökeni Latinceye dayanır. Latincede günü kopar veya günü yakala anlamlarına gelen bir felsefi akımdır. Romalı Şair Horace tarafından hayattan zevk alınması gerektiği fikrinin vurgulanması için kullanılmış olunan bir kavramdır.
Horace’in kast ettiği anlayış; geleceği önemsememek, yarını düşünmemek değildir. Anlatılmak istenilen daha farklı boyutlardadır. İnsanın gelecekte yaşayabileceği olayları şans faktörünün kollarına bırakmaması gerektiğini vurgular.
Carpe Diem Felsefesi; insanın kendi geleceğini daha iyi duruma getirebilmek için bugün elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini vurgular.
Anı yaşamak anlayışının temelinde farkındalık, değer artırmak ve fırsatları değerlendirmek bulunur. Bundan dolayı bu anlayışta erteleme kabul edilemez. Bir şeyleri ertelemeden, bu yönde bilinçli bir şekilde hareket etmek gerektiği vurgulanır. Örneğin, uzun zamandır gerçekleştirilmek istenen projeye veya işe hemen başlamak gerekir. Ertelenen bir tarih, pek çok şey için geç olabilir. Çünkü gelecekte neler olacağı ya da neler olmayacağı bilinemez.
Anı yaşamak, şuanki zaman diliminde nelerin mümkün olabileceğini ve nelerden keyif alınabileceğini fark etmenin önemini dile getirir. İnsanların yaşadığı ana odaklanarak keyif almaları gerektiğini söyler.
Anı yakalamak ve zaman kiplerinin ötesinde yaşamayı öğrenerek bugünü güzelleştirmek gerekir. İnsanlar, fiziksel olarak şimdiki zamanda bulunuyor olsa da psikolojik olarak diğer zamanlarda yaşayabiliyor. İnsanlar çoğu zaman geçmiş zamanda takılı kalıyor, gelecek kaygısı ile şu ana odaklanamıyor. İnsanların düşünceleri susmak bilmiyor fakat hayat ne yazık ki durmaksızın akmaya devam ediyor. Geçmiş ve gelecek çoğu zaman bir anlam ifade etmiyor iken yaşanılan tek an, şu an oluyor.
Carpe Diem felsefesi; her daim ölümün var olduğunu, bir salise sonra dahi yaşamanın garantisinin bulunmadığını bilmek gerektiğini vurgulayan bir düşünce yapısına sahiptir. Bu hayatta zamanının değerini bilerek yaşayanların, anı yaşamaya özen gösterenlerin başarıya her daim daha yakın olduğunu açıklar.
Anı yaşamak için bazı durumları hayata uyarlamak gerekir. Anı yaşamanın püf noktalarını şu şekilde listeleyebiliriz:
Şu an, gerçek olan andır. Yaşanmaya değer olup bütün fırsatların değerlendirilmesi gereken bir andır. Şimdiki zamandayken anın farkında olmak, kişinin stresini azaltacaktır. Kişi, anına odaklanarak kendisini güvende hissedebilecektir.
Geçmiş, kişinin henüz sindiremediği acı dolu olayları hatırlatabilir. Bir kaza, bir deprem ya da çok değer verilen birinin ölümü geçmişi hatırlatabilir. Bu travmalar, yaşamı korku süzgecinden geçirmemizi sağlamaktadır. Fakat hayat her zaman korkularımız doğrultusunda ilerlemez. Her zaman sürprizle doludur. Bu duygulardan uzaklaşmak, bulunduğunuz ana odaklanmak sizin daha verimli vakitler geçirmenizi sağlayacaktır.
Spontane bir şekilde bir şeyler yapmak, rastgele bir eylemde bulunmak insanın özgüvenli hissetmesini sağlar. İnsanın kendisi olabilmesi, anda kalabilmesi için bazen plansız bir şekilde hareket etmesi gerekir. Böylelikle kişinin yaşam kalitesi de artacaktır.
Bir şeylere takılı kalmak hem zamanın verimsiz kullanılmasına neden olur hem de kişinin zihnini yorar. Herkes her zaman mükemmel olmayabilir. Hayat, herkes için mükemmel şeyler sunmayabilir. Yaşanılan bütün olumsuzluklara rağmen iyi düşünmek ve iyi hissetmek gerekir. Her zaman mükemmel olunmayabilir fakat her zaman umut dolu bir şekilde yaşamaya devam edilebilinir.
Anı yaşamak, birçok insanın istediği fakat hayatına uyarlama konusunda güçlük çektiği bir felsefedir. Carpe Diem felsefesini hayatına uyarlamak isteyen kişiler, anda kalabilme becerisi konusunda araştırmalar yapıyor. Anda kalabilme becerisi kazanan kişilerin oldukça güzel bir hayat akışına sahip oldukları görülüyor.
İnsan zihni, zamanın çok önemli bir bölümünde şimdiki anda değildir. Şu anda olmadığında geçmiş ve gelecek zamanda kendisine muhakkak bir yer bulmayı başarıyor. Zihnin farklı zaman dilimlerinde gezinmesi, kişinin anına odaklanmasını güçleştiriyor. Böylelikle kişi zamanı verimli geçiremiyor ve bu bir döngü halinde devam ediyor.
Anda kalabilme becerisi olan kişiler, gereksiz kaygılar ve pişmanlıklar yaşamıyor. Geçmişte elde etmiş olduğu tecrübeler ışığında, gelecek için planlamalar yapabiliyor. Fakat her zaman öncelik sırasında şu an oluyor.
Anı yaşamak için anda kalabilme becerisine sahip olmak gerekir. Bunun için de şu noktalara dikkat etmekte fayda olacaktır:
Geçmişe takılı kalmak, anı yaşamaya ve anda kalmaya engel olur. Geçmişi kabul etmek gerekir. Geçmişte yapılan hataları ve elde edilen deneyimleri kabullenmek önem arz eder. Geçmişi reddetmek ya da geçmişle yüzleşmemek yerine fırsat olarak değerlendirmek oldukça önemlidir. Geçmiş, öğrenme ve büyüme fırsatı olarak değerlendirildiği zaman iyi bir öğretici olarak görülebilir.
Geçmişe takılı kalmadan yaşamak, şu ana odaklanmayı kolaylaştıracaktır. Anı yaşamak, anı fark etmek ve değerlendirmek yaşamın güzelleştirilmesi için gereklilik gösterir. Bu yüzden geçmişi bir öğretici olarak görmek, bu yönde gelişmeyi sağlayacaktır.
Gelecek kaygılarından kurtulmak için anın ne kadar önemli olduğunun fark edilmesi gerekir. Geleceği planlarken bunun bir kaygıya dönüşmemesi gerektiğini bilmek önemlidir. Anı yaşamak için gelecek kaygılarından kurtulmak, geçmişe takılı kalmamak gerekir.
Kaygı ve endişelerinizin hangi durumlardan kaynaklı olduğunu düşünmeniz, gelecek kaygılarından kurtulmanız için atacağınız ilk adım olacaktır. Kaynağı öğrenmek ve onunla yüzleşmek bu noktada son derece önemlidir. Kaygıya yol açan etkenlerle yüzleşmek, kaygıyı ortadan kaldırabilecektir.
İnsan; gelecekte neler yaşayacağını, hayatın hangi fırsatlarla karşısına çıkacağını bilemez. Bundan dolayı gelecek bir muhtemelden ibarettir. Muhtemel bir gelecek için de kaygılanmak, insanın zihnini yoracaktır. Bu durumdan kast edilen gelecek hakkında hiç düşünmemek, plan yapmamak değildir. Gelecek için plan yapmak, geleceğe dair fırsat kapılarını bazen şu anda aralamak gerekir. Fakat bunun kaygı boyutuna dönüşmesini engellemek anı yaşayabilmek için doğru olacaktır.
Yaşam kalitesi; refah düzeyi ya da refaha erişim kolaylığı olarak tanımlanabilir. Bir insanın yaşam kalitesinin yüksek olması, o insanın hayattan zevk almasına ve bu yönde olumsuz düşüncelere sahip olmamasına zemin hazırlayacaktır.
Mutlu bir yaşam için yaşam kalitesi konusunda bilinçli olmak, olması gerekenlerin neler olduğunu fark etmek gerekir. Kişinin hedeflerinin ve beklentilerinin gerçekleşmesi için bulunduğu koşulların, kültürünün ve değerlerinin birbiriyle bağlantılı olması gerekir.
Yaşamını güzelleştirmek isteyen, mutlu ve umutlu bir şekilde yaşamına devam etmek isteyen kişilerin öncelikli olarak hayattan beklentirlerinin neler olduğunu bilmesi gerekir. Bu sayede kişi, beklentilerini ve arzularını yönlendirebilecektir. Planlamalar bu doğrultuda yapılabilecek, mutlu bir yaşamın kapıları aralanabilecektir.
Yaşam kalitesini birçok farklı faktör etkileyebilmektedir. Yaşam kalitesini etkileyen faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Yaşam kalitesi, birçok insanın önemsediği bir unsurdur. İnsanın hayata bakış açısını tümüyle değiştirebilmektedir. Yaşam kalitesi, pek çok kişinin üzerinde durduğu ve araştırma yaptığı konular arasında yer alıyor. Bu yönde harekete geçmek isteyen insanlar, aynı zamanda anı yaşamak adına da gelişmeler göstermeyi istiyor.
Yaşam kalitesinin artırılması için kişinin mutlaka hayattan beklentilerinin neler olduğunu fark etmesi gerekiyor. Kişinin geçmişle yüzleşmesi, geçmişten tecrübeler elde etmeyi amaçlaması, çevresinde bulunan kişilerle iyi iletişim kurabilmesi, geleceğe yönelik önemli planlamalar yapması gerekir. Bununla birlikte bir insanın yaşam kalitesinin artması için anda kalabilmeyi başarması gerekir. Anda kalmak, yaşam kalitesine olumlu bir şekilde yansıyacaktır.
Anı yaşamak; yarınları düşünmeden, umursamaz bir şekilde yaşamayı destekleyen bir felsefe değildir. Hazcı bir yaşam tarzı, kişinin hayatta başarılı olmasını son derece zorlaştıracaktır. Carpe Diem felsefesinin bakış açısı daha planlı ve donanımlıdır.
Carpe Diem kavramının orjinal anlamı; günü yakalamak, yarına az güvenmektir. Bu söylemle anlatılmak istenen; geleceği görmezden gelmemek, yarın için bugünden harekete geçmek ve anın tadını çıkarmaktır. Bu sayede insanların yaşam kalitesi artabiliyor. İnsanlar anın tadını çıkararak hayata karşı daha pozitif duygular besleyebiliyor.
Yarının insanlar için neler getireceği tamamen bir belirsizlikten ibarettir. Bundan dolayı anı kıymetli hale getirmek oldukça önemlidir. Umutsuzluğa kapılmadan hayatın tadını çıkarmak, Carpe Diem akımının özelliklerinin başında gelir.
Carpe Diem sözü, Latin edebiyatının ünlü şairi Horatius’un bir dizesinde geçmektedir. Gününü gün et, zamanın tadını çıkar, anı yakala gibi anlamlara gelen bu söz; felsefi akım olarak büyük ilgi görmüştür.
Kişi, anı yaşamanın önemini kavradığı zaman anı yaşamak konusunda herhangi bir zorluk çekmeyecektir. Kaygılarından ve takıntılarından kurtulup düşüncelerini ferahlatan kişiler, anı yaşayarak pozitif bir şekilde yaşama ayak uydurabilmektedir.
Anda kalmak, geçmişte yaşanılan üzüntülü anları ve geleceğe yönelik oluşan kaygıları ortadan kaldırmaya yardımcı olmaktadır. Bu da kişinin daha sağlıklı bir şekilde yaşamına devam edebilmesine zemin hazırlayacaktır.
